Dilime dolanmış adınla başlıyorum sonu gelmez satırların en başına.
Sana dair harflerim, kalemimden akan mürekkebimle buluştu yine...
Silinmez bir daha ak sayfanın silüetinden…
Yazdığım her bir satır, keşkelerin dudağıma hapsolduğu buruk bir tebessüm suratıma çarpıyor senden yansıyanlarla..
Acıtıyor canımı, sızısı yakıyor genzimi, ağlamaklı oluyor gözlerim, yaşlar inat ediyor gözlerimden süzülmek için..
İlk defa pişmanlık duyuyorum oysaki..
Ve ilk defa kelimelerimin peşinden kalemimi isteyerek koşturuyorum..
"Belki bir anda, bir virgülde veya ucu açık kalmış cümlemin sonundaki üç noktada yakalar umuduyla.."
İkimiz için yazılmış senaryoda, iki acemi aşığın üstlenmiş olduğu rolün altında ezildik.
Yanlış zamanlarda, yanlış yerlerde repliklerimiz ezberlerimizi bozdu..
rolümüzü yanlış oynadık..
Perde acımasızca kapandı yüzümüze, bir daha açılmamak üzere..
üzerimize yıkılan dekorun altında kaldık..
harap oldu duygular, ezildi umutlar, kırıldı can..
ve can kırıkları batmaya başladı en can alıcı yerlere..
kanıyor,kanatıyor,
ve kan ağlıyor..
bir zamanlar canımın attığı "sen", canımı yakıyor artık..
ya yakmalı senin için biriktirdiğim tüm harflerimi,
ya da yazmalı..
kalemimle beraber bitene kadar seni...