Mağrur bir bedende iki yaka gibiyiz..
Nehirlerin azgınlığına siper gözlerimizdeki ışıltı
Korku ve titremenin bahçemizde gezinen rüzgarı
Kahverengi bakışlarımın tenine gölgelediği sardunya
Ve intikamın çıyan ısırığından beter bağırtısı
Sinesine yağmur düşen toprak kadar merhametlidir artık..
Beyaz örtülerin ıslak ellerine taşınırken hazan..
Adresinde kimliksiz oturan bir sevda değildir..
Çığırtkanlığında geceyi haber veren bülbülün sesi..
Bir neferdir sol yanımı okşayan tıklamanın ayak sesleri.
Ve yaralarıma tuz başmış / acıyı solumuş / nefese nefes..
Koşuşturmanın emek kokan teridir..
avuçlarımda büyüttüğüm zeytin dalı düş..
şimdi diyorum / ki sen yanımdasın / içimdesin..
horozu kalkık asi yanımı alnının tam ortasına dayasam..
akar mı dudaklarıma..
uslanışımla terk ettiğim çığlık..
kimseye olmayan vebal borcumu tek senden aldım..
omuzlarımda öyle bir yük ki hayattan bile ağır..
zayıf bedenime zerk ettiğin cesaretin onurlu aşısı..
yarası kapanmadan kanatıldı / kekikle dağladım..
yıkılmamak / yıkmamak üzere diklendim..
örselendim ama bıkmadım..
tut ki gecenin güneşe şahlanışıdır hırsım..
ve günbatımı arifesinde dolu bir bulut gözlerim..
ay yıldız çocuklarını doğururken..
ateş böceklerinden çaldığım ışıkla yürüyorum sokağına.
Kalk yerinden / kakülleri şakaklarımda gezinen hüzün meleği
Tüm ışıkları yak / aç perdeleri / penceren aydınlansın.
Üzerimde eskiye ait ne varsa / yırtıp yakıp bu küf kokan elbiseleri
Öpüşünle yıkandığım çıplaklığı taşıyorum yatağına..
Mağrur bir bedende iki yaka gibiyiz..
Nehirlerin azgınlığına siper gözlerimizdeki ışıltı
Korku ve titremenin bahçemizde gezinen rüzgarı
Kahverengi bakışlarımın tenine gölgelediği sardunya
Ve intikamın çıyan ısırığından beter bağırtısı
Sinesine yağmur düşen toprak kadar merhametlidir artık..
Beyaz örtülerin ıslak ellerine taşınırken hazan..
Adresinde kimliksiz oturan bir sevda değildir..
Çığırtkanlığında geceyi haber veren bülbülün sesi..
Bir neferdir sol yanımı okşayan tıklamanın ayak sesleri.
Ve yaralarıma tuz başmış / acıyı solumuş / nefese nefes..
Koşuşturmanın emek kokan teridir..
avuçlarımda büyüttüğüm zeytin dalı düş..
şimdi diyorum / ki sen yanımdasın / içimdesin..
horozu kalkık asi yanımı alnının tam ortasına dayasam..
akar mı dudaklarıma..
uslanışımla terk ettiğim çığlık..
kimseye olmayan vebal borcumu tek senden aldım..
omuzlarımda öyle bir yük ki hayattan bile ağır..
zayıf bedenime zerk ettiğin cesaretin onurlu aşısı..
yarası kapanmadan kanatıldı / kekikle dağladım..
yıkılmamak / yıkmamak üzere diklendim..
örselendim ama bıkmadım..
tut ki gecenin güneşe şahlanışıdır hırsım..
ve günbatımı arifesinde dolu bir bulut gözlerim..
ay yıldız çocuklarını doğururken..
ateş böceklerinden çaldığım ışıkla yürüyorum sokağına.
Kalk yerinden / kakülleri şakaklarımda gezinen hüzün meleği
Tüm ışıkları yak / aç perdeleri / penceren aydınlansın.
Üzerimde eskiye ait ne varsa / yırtıp yakıp bu küf kokan elbiseleri
Öpüşünle yıkandığım çıplaklığı taşıyorum yatağına..
Sarıl bana..