Su gaflete döndü gündönümünde
Gece pişmanlık gece sensizlik
Islak buralar yetim düşlerin avucunda
İçimde senden kalan bir harabe
Öper dudaklarımı alevli Alevli
Bu gece
Bir ölümlü cübbesi omuzlarımda
İki dünyaya boynu bükükük sefilim
Gel alaca gece içmiş kanımdan
Ürkek bakışlarını okuyorum buğulu camdaki ayın
Gel yağmur yağıyor
Gel bir ruh var ki ruh arıyor
gel
Fermanlar okunuyor içimde
Mülteciymişim dünyaya
Bir sefere koyuldum ki bu gece sorma
Bir ben varım bir de pişmanlıklar
Gel
Her şeyi karaya çaldı
Kara bulut yüzlü insanlar
Bir öksüz hayat kaldı geriye
Bir öksüz hayat ki
Elleri büyür isyana
Elleri uzanır beş metrelik kundağa
Oysa hayatın goncalarını saklamıştım sana
Hep yeşildi gözlerin gibi
Hep dudakların gibi canlıydı tazeydi
Koymadılar gelecektim oysa
Fatih in İstanbul a
İstanbul un Fatih e kavuşması gibi
Şahlanacaktım diz vurup önünde
Şahlanacaktım şu gökten kalbine uzanan yollara
Olmadı yar
Ateşli prangalar taktılar ruhuma
Dağlatılar yüreğimi
Böldüler bin parçaya
Şimdi gözlerime kin biriktiyorum
Sensizliği yani ölümü
Bir nişane gibi bu sabahsız gecelerime iliştirenlere