solgun yüzlü işçilerin vaktidir
-sabahın ilk ışık sessizliği!
fabrika önlerinde paslı kilit sesleri
açılır yeni bir güne umutlar
ve mis kokulu simit ısırılır
yarılan ekmeğin buğusu gelir burnuma
seni paylaşırım somun arası soğanımda
insanlarıma üzülürüm
ezikliği kerpeten arası et olur böğrümün
seni hissederim
yeter ki ! yeter ki kal bu şehirde
değmez gözlerine esaretin gölgesi
onurunu sen acısını ben çekerim
bir gün ben yoksam bu şehirde
bil ki sarsılmış bir ömrün basamaklarındayım
görüşüme gel / ağlama! !
zindan kokan nefesimde veremin solgun yüzü
avuçlarımda reyhan dalı umut../ ağlama ! dokun
dokun ki ıslansın içimdeki sen
dokun ki mezarında rahat uyusun annem
ben ki seni satmışım miting alanlarına
afişlere / uçuk sloganlara
ben ki sevdanı katmışım ardıma sürümüşüm
yangın gözlerine bakamamışım bir defa
özgürlük hamuruma maya yapmışım
her acıyı sen sanmışım! !
bütün uyanışlarımda duvar görmüşüm
yoklama../ volta../ banyo sıralarında yaşamışım
çekilen tırnaklarım gül açmış şimdi
yeter ki ! yeter ki kal bu şehirde
ağlama ! döndür yüzünü bak
değişmeyen bir sen kaldın gözlerimde
şimdi beni iki kaşın arasından vur memleket yüzlüm
kanasın şavkımda yedi satırlık hasretin
sönsün adını sen koyduğum kimliksiz yıldız
nüfusumdan düşsün yaşadıklarım! !
ve yeniden kara gözlüm
saçlarındaki kırık tellerin
masum yüzün../ şefkatli bakışların
sana olan sevdamın namusu aşkına! !
-fer olsun tutkum küçük bir çocuğun bakışına
Levent Saral