kaç asırlık türkü uzaklığındasın
ellerine dokunamıyor ellerim
toprağıma mı düşecek bu sevda
yüreğim yaralı bir serce ürkekliğinde
duymuyor musun mektupların hıçkırığını
kaç gülüm
kaç günüm kaç mevsim kaldı geriye duymuyor musun gökler ağlıyor görmüyor musun
sevda dağına gözlerimden bulutlar yağıyor
kaç sokak yakınım sana
sokakları karıştırdım
kibrit kutusu evlerden sevdaya yabancı sesler geliyor
hangi duvara dokundu ellerin
hangi kaldırım taşı öptü ayaklarından
hangi kavşakta ışıklar yandı üzerine
söylemiyor kimsecikler
bu yüzden
bu şehire kırgınım canan
ötelere sürüklemiş sesini
bu yüzden
sana paramparcayım canan
beni iyi belletememişsin bu şehre
kaç efsane tadı kaldı bu sevdada
kaç asır yaklaştın ki dudaklarıma
şimdilerde
üşüyorum
caddelere sokaklara kurduğum çöllerde
şimdilerde
korkuyorum
gözlerine sürdüğüm gözlerinde