Aklımın yapraklarını döke döke
Yüreğimden ayrıkotlarını yola yola
Bakış kırıntılarımı serperek hayata
Sana akıyorum...
Çalıntı günler arayarak geçmişten
Satılık ömür saatleri dilenerek
..ve gitgide sana eklenerek
yağmurlarda gönül duvarlarımı yıkayarak
seni arıyorum..
Ey aşkım!
Hangi şehrin, hangi sokağında dolanıyorsun?
...Ve ne zaman karşılaşacağız seninle
Sen ısırgan otları dolamış ellerine
Taş ellere dokunurken,
Ben, küslükleri çıkınlarımda biriktirmiş
Bir uçurum kenarında soluklanırken,
Birbirimizi bulacakken, tam o an..!
...yoksa geçip gittin mi yanımdan? Daha ne kadar yastığımın öbür ucu kokunu,
Yüreğim tanımadığı yüreğini
Kalan ömür, yara açmış tenini
Kış sabahı mahmurluğunda bekleyecek?
De ki bana 'mucize' denen şey aslında
Bir sebep...
Ben hangi kadının koynunda
Sen hangi adamın omzunda
Avuç içlerimizi avutarak iç çekeceğiz
Daha ne kadar,
Birbirimize yüzyıllardır dokunurken köklerimiz
Yüzlerimizi bile bilmeden
Usulca buluşacak gövdelerimiz
...ve nerede..ve ne zaman
Bana geceyi anlatacaksın?
Toz olabilmeyi öğreteceksin
Benimle fısıldayarak konuşarak...
...Söyle şimdi neredesin? kimsin? Nerede teğetlerimiz kırılacak,
Tüm doğanın kurgusuna inat..
Kaya kenarında bir fidan çıkıp
Denize doğru uzanacak...
Ah! o kalp kemirgeni aşkla
Nasıl da sefere çıkar insan yürekleri
İlk kez emekler gibi..
İlk kez bir insanın gözünde yosun tutar gibi
Kimsesizliklerimize kına yakar gibi...
Köşeleri olmayan bir kare misali
Bir gün, bir yerde kesişeceğiz
Değil mi?
İlk tuttuğunda ellerimi –eğer tutarsan-
Bana boşluğu anlat e mi?
Gözyaşım bir deniz taşı olup
Yanağımdan sekerek, boynuna gömülsün
Ardından bir sonsuz görünsün...
..ve dile, o anda ufukta bir hasret çürüsün..
İçimizde biriktirdiğimiz tüm göller
Üşenmeyip aksın..
Bir baykuş, başını çevirip baksın!
Nasıl isimlenirmiş mutluluklar
Gözlerini kaldırıp herkes o an
İçine denizi doldursun...
"Sahi önceden de var mıydı bulutlar"
Diye bir şarkı çalınsın...
En yakın kıyılarda in lütfen
Ey aşk tut onu elinden
Sürükle getir, zamanın tüm saniyelerini
Bu akşam bir yerde
Yüreğimiz tuz buz olsun aniden...
Benim durağımda çakışsın hayatlarımız
Sen "son treni" kaçırmışken...