(Martılar gelmezdi ki sizin ordan,
martılar sizindi ey evlerinin önü deniz;
bizde ölen kartallardan, dağlardan size haber veriririz,
bir bakımlık deniz, bir avuç imbat göndermediniz…)
Seni bir çığlık gibi sevdim.
Uzanıp sesimin avlularına sen de her sabah
Sabah/ sevince bir sevgiyle gideriz.
Sonra durur vitrinlerden çiçekleri seyrederiz;
puştluklar bizi seyreder, biz çiçekleri...
Seni bir kar gibi sevdim;
üşüye üşüye e-ri-diim!
Bak, kentleri de, dağları da bozdular;
başka rüzgârlar giydirdiler kentlere,
dağlara başka tüfekler.
Kalk,
gidelim;
buralardan gidelim!
Seni bir namlu gibi sevdim
Sen ise tetiklerimi ezberliyordun
kıyametler koparken alnından bu kentin;
seni bir tufan gibi sevdim
bedenim alabora!....
Yılmaz Odabaşı